15 Temmuz 2011 Cuma

Poz

Yazarların verdikleri pozda kibirlerini görürüm. Bu kibir düşünmüş, insanın sırrına ermiş, hükmünü vermiş, yazıp çizdiklerini soğurmuş bakışlarda değildir sadece, daha sıradandır; mekânla aralarında bir sahiplik ilişkisi kurmuşlardır. Kendi sahalarındadır, anlat derdini der gibi bir havaları vardır (halbuki yazdıklarına göre dertli olan kendileridir). Çalışma masalarındadır, kitaplıklarını arkalarına almışlardır, koltuklarına yayılmışlardır vb. Mekân o kadar sahiplidir ki, fotoğraf pozun dışındakileri tecrit eder. Fotoğraf, yazarın mekânla kurduğu ilişkiyi güya bizimle kurduğu ilişki olarak sunar.

Bir yazar yazdıkları, çizdikleri yanında bir de kendi bedeninden eser yaratmaya kalkmıyor mu?..

Ya da kısaca: Birisinin iyi yazıp yazmadığını kitap kapağındaki fotoğrafından anlayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder