23 Ocak 2012 Pazartesi

Yabancının Çekiciliği




            YABANCININ ÇEKİCİLİĞİ
Kasabaya dışarıdan güzel bir kız gelir;  komşunun yaz tatiline gelmiş uzaktaki bir akrabası, tayin olan bir memurun kızı vb… Güzel bir kızdır ama onu çekici kılan asıl özellik güzel olması değildir, yabancı olmasıdır. Kasabanın bir takım delikanlıları gizliden gizleye bu yabancı kızlara âşık olurlar.  İlk aşkı bu yabancı kızlarda tadarlar. Delikanlılar nezdinde yabancı bir kızın çekiciliği ancak bir yabancının karşısında kendilerini idealize edebilecekleri bir "yabancı" olma fırsatını yakalamalarıyla ilgilidir.. Kendilerini ancak başka birine bir "yabancı" olarak tanıtabilirler. Kasabalıların kendilerini mahalli çevrede tanındığından başka birisi olarak kurma imkânsızlığı kadersi bir çıkmazdır. Oysa insan hayalinde idealize ettiği bir kendilik halini sürekli zulasında taşır, bu bir gelecek özlemidir de. Yabancı biri kendimizi karşısında yeniden oluşturabileceğimiz vizeyi sunar bize. Yerellik içinde aleniyizdir, övülecek yanlarımız kadar zaaflarımız da göz önündedir.. ama daha çok zaaflarımız. Bu şeffaf iklim demokratik bir yaşam vaat etmez, aksine herkesin birbirini kontrol ettiği, insanın içindeki güzel hedefleri öldüren örseleyici bir ortam yaratır. Güzel olan, yüce olan hep uzaktadır. Yabancı bir çıkış kapısıdır: 'Aslında ben başka biriyim…' deme imkânıdır.
Bunun diğer bir versiyonu gurbette kendini yabancılaştırmaktır. Gurbetten kasıt başka bir ortamda başka biri olmayı sağlayan mekân değişikliği… Aradan yıllar geçer, kişi yuvasına döndüğünde yapmak istediklerini elde etmişse ve yalanını gizleyebiliyorsa yarı yabancıdır artık; karşısındakine telkin ettiği şudur: ‘Ben geçmişte tanıdığınız ben değilim…’
Büyük insanların (ya da genel olarak şöhretli insanların) gurbetten yuvaya dönüş hikâyeleri benzerdir; yabancılıklarını benimsetme hikâyeleridir.
(Biraz daha düşün…)


                ORTAK HAFIZA
İki kişiden biri ortak anılarını anlatırken diğeri onaylar. Aşağı yukarı hep böyledir bu, anıda suskun taraf yardımcı oyuncudur. Ama bir gün bu iki kişiden biri ölür ve ortaklık bozulur. Hayatta kalanın belleği de özgür kalır. Ama buradaki özgürlük kötüye kullanmaya açıktır; anılar yeniden kurgulanır, hayatta kalan rahat rahat palavra sıkabilir. Sadece geçmişteki kendisini değil, daha iyi bir anlatıcı olan şimdiki kendisini de palavraya doyurur.

                KISKANÇLIK
Kıskançlık şüpheden beslenir, ama marazi olan kıskananın kıskançlığını doğrulayacak kanıtları silah olarak kullanmasıdır. Bu durumda duyduğunun hâlâ kıskançlık olduğunu sanmak neyin nesidir? Aslında kıskançlığı sürdüren bu “kanıt”ları muallakta bırakır; diğerini köşeye sıkıştırıp mağlup etmek ister. İstediği şey sevgilinin “kanıt”ları inkâr ederek kendisinden korktuğunu (önemsediğini) belli etmesidir. Kıskançlığı kronikleştiren de bu dengedir.  Kıskananın dayandığı ahlâki ilke hep aynıdır, soru cümlesidir:  ‘Beni aldatıyorsun.’ değil 'Beni aldatıyor musun?'

                KEHANET
Bir kehanette bulunmak, sonucu kötümser olsa bile kehanetin temenni edilmesini de içerir.

                OBUR
Akşam yemeğinin bazen fazla kaçırılmasının nedeni: öğrencilerin verdiği bunaltıdan kurtuluş.. yemeğin bir ödül haline gelmesi...

                GÜNEŞ
Güneş uykusuza saldırır.

                İNSANIN TRAJEDİSİ
Şöyle bir hesaplayın bakalım insan kendisini beğendirmek (sevdirmek) için ne mesailer harcıyor. Üstelik bu mesai ekonominin tam göbeğinde.

                İMRENDİRME
Tanıdığınız birinin ünlü birisiyle tanışması size şunu telkin eder: Benim hakkımdaki bilginin eksik olduğunu kabul et. Aslında ün denilen göz boyamanın da telkin ettiği şey değil midir eksik bilgi: Benim hakkımda bildiğin herkesin bildiğidir, asıl beni tanımıyorsun.

                POZ
Kadın milletinin omzu düşük, beli bir yana kaykılmış duruşundan seksapel beklentisi; yüz bedeni kendi haline bırakmıştır.. yüzle beden arasındaki sahipsizlik diğerinin şaşkınlığına amadedir.

                PORNO
Porno filmlerde bazı kadınlar düzüşürlerken ayakkabılarını çıkarmazlar.. uzun topuklu ayakkabılarını. Uzun topuk kadını saldırganlaştırır, ya da şöyle söyleyelim.. erkeği biseksüelleştirir; erkeğin gizli, örtülü biseksüelliğini serbest bırakır. Olmadı daha düz bir anlatımla söyleyelim: Sivri topukla erkek kadının arzusunu kendi muadili olarak görür. Yine açık olmadı galiba… (pornoda herşey açıktır ama pornodan alınan haz gizemlidir... biraz daha düşün, işin ne?..)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder