12 Şubat 2012 Pazar

Zihinsel Engelli Çocuklar









-         Çocuğunun ana rahminde kürtajla aldıramayacağı kadar geç bir evresinde, ya da doğduktan bir süre sonra zihinsel özürlü olduğunu öğrenen annenin kapıldığı dehşet iki türlüdür: Başta çocuk sevincini yaşarken bunun bir kâbusa dönüşmesi; ve avunmak için de olsa sonradan başka bir çocuk isteğinin yok olması. Annenin eğer normal çocukları varsa bu yenidoğan onlar için de bir hayal kırıklığıdır. Çünkü hiç bitmeyen bir bebeklik çağı diğer çocuklar üzerindeki ilgiyi azaltır; hatta bir tehdittir.



-         Zihinsel engelli çocuk ebeveynleri mahremiyetlerine daha çok gömülürler, yalnızlaşırlar. Çocuklarını sosyal hayatın içine çıkarmak istemezler. Hem çocuklarını kontrol etmekte zorlanırlar, hem de zihinsel engelli çocuklarıyla görünmekten hoşlanmazlar. Çocuklarının taşkın davranışlarıyla uğraşırlarken dışarıdan kendilerinin de zihinsel engelli görünmelerine karşı ikinci bir kontrol mekanizması geliştirirler. Asıl yorucu olan budur.



-         Zihinsel engelli çocuklu ailelerde bir statü kaybı da oluşur. Miras, ilgi ayrıcalığı, yardım gibi kaygılarla çocuklara takılan büyükbaba veya büyükanne isimleri zihinsel engelli çocuklara takılmaz (bu konu araştırılabilir). Anne baba dışında yakın akrabaların bu çocuklara ilgisi sevgi düzeyinde değil daha çok merhamet ve hoşgörü düzeyindedir.. ama uzaktan. Zihinsel engel birinci derecede genetik bağı da çağrıştırdığından gerek anne gerek baba kendi soylarının töhmeti altında kalırlar. Sanki kendi varoluşları lanetlenmiştir, vebal altındadırlar. Gizli bir utanç yaşarlar.



-         Aile zihinsel engelli çocuğuyla iletişim kurarken sürekli bir kendini indirgeme halindedir. Özellikle ona bir şey öğretirken indirgeme bir sınıra gelir dayanır. Aile öfke yüzünden öğretme rolünün indirgemenin sınırı olduğunu unutur. Bu indirgeme hali bir dalgınlık olarak yaşanır O esnada dışarıdan normal birisiyle zorunlu olarak ilişki kurmaya kalktığında çocuğuyla kurduğu biraz önceki indirgeme pozisyonu terk edilir. Aile sanki asıl yerine döner, yani normal dile. Bu durum bir bocalama, bir ihanet biçiminde yaşanır.



-          Zihinsel engelli bir çocukla normal çocuk karşılaştıklarında yadırgayan taraf hep normal çocuk olur. Zihinsel engelli sıcak olan, yaklaşan taraftır; normal çocuk ise ürkek ve şaşkın bakışlarla diğerini izler. Aralarında bir oyun kurulmaz. Zihinsel engelli kendi yaşıtı olarak normal çocuğa yönelirken, aidiyeti yaş üzerinden hemen kurar, normal çocuk ise anormalliği hemen görür ve diğerini baştan reddeder. Normal çocuk zihinsel engelliyi izler ve bu izlemeye kendini kaptırır. Zihinsel engelli ise izlemez, sadece oyun oynamak ister, diğeri oyundan kaçtığı için huysuzlanır, acı çeker.



-         Zihinsel engelliler sözcüklerin mecazi anlamlarını, yan anlamlarını kavrayamazlar, onlar için simgesel değerler yoktur, deyimleri yerli yerinde kullanamazlar, kullananları anlamazlar. Anlamadıkları için kendilerini aptal da hissetmezler (zeki insanların en önemli özellikleri kendilerini aptal bulabilmeleridir). Kendilerini mutsuz hissetmeleri aptal olduklarını hissetmelerinden ötürü değil, bu yüzden azar işitmelerinden, aşağılanmalarındandır. Aksine sözcüklerin düz anlamlarıyla mutludurlar.



-         Zihinsel engelli çocukların ömürleri kısadır. Ömürlerinin kısa olması (tek çocuk değillerse) ailede acaba vicdani bir esneme, bir ihmal yaratıyor mu?



-         Zihinsel engellilerde öz bilinç yoktur, kendisi için düşünmez, dikkati hep dışarı yöneliktir.. kendi imgesini taşımaz.. izlendiğinin farkında değildir. Bu eksik varoluşları yüzünden normal insanlar tarafından rahat izlenirler, rol yapmazlar. Kendi halindeyken sevimlilikleri  buradan gelir: bakışlarındaki donukluk; gözlerini kısarak, dudağı hafifçe yayarak içedönük gülümseme, bakış diğerinin yüzünde değil.


-         İlk anda çirkindirler, kafataslarında, yüz orantılarında çarpıklıklar vardır. Mimikleri abartılıdır, oturmamıştır (yaşıtları çocukları ürküten sırnaşıklıkları yanında bedenlerinin bu anomalisidir). Ama kendilerini izleyenleri özgür bırakan naiflikleri onları sevimli kılar. Bunun için bir aşinalık süresi gerekir.



-         Kızlarda güzel olma isteği vardır (daha çok süslenme giyinmeyle ilgili); bu durum büyüme isteğiyle karıştırılmış olabilir.. kendilerinden büyük kızları taklit etmek gibi… Erkekler kendi görünüşlerine önem vermezler. Kişsel bakımlarını yapamamaktan ötürü paspal görünürler. Ailesi görüntüsüne özense dahi, zihinsel engellinin pespaye eğilimi yüzünden birlikte dışarı çıkmanın sorun haline gelişi…



-         Zihinsel engellilerde acı kuvvet?..



-         Cümleleri genellikle istemek üzerine kurmaları…



-         Acaba fiillerin hangi kipini daha çok kullanıyorlar?..



-         Yoksul ve çok çocuklu ailelerde zihinsel engelliler kayıp olurlar… Ailelerinin kendilerine kötü davranışlarından da olabilir, onlarda bir uzaklaşma eğilimi vardır. Bir gün uzaklaşırlar ve kayıp olmuşlardır. Aranırlar ama yeteri kadar titiz değil.

-         Normal insanların zihinsel engellilere yaklaşımı merhamet ve hayırseverlik üzerindendir. İletişim sadece ailelere bırakılmıştır. Zihinsel engellilerle ilgili yatırımlar bir ekonomik sektör haline gelmiştir. (bkz. Zihinsel engelliler için tatil köyü.. Manisa Güzelköy…)

-       Zihinsel engellilerde güzel kavramı pragmatiktir. Kendilerine yakın olanları, sempatik de bulurlar. Acaba bir resimde güzel olanı seçerken neye dikkat ediyorlar?..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder