-
Çocuğunun ana rahminde kürtajla aldıramayacağı kadar
geç bir evresinde, ya da doğduktan bir süre sonra zihinsel özürlü olduğunu
öğrenen annenin kapıldığı dehşet iki türlüdür: Başta çocuk sevincini yaşarken
bunun bir kâbusa dönüşmesi; ve avunmak için de olsa sonradan başka bir çocuk
isteğinin yok olması. Annenin eğer normal çocukları varsa bu yenidoğan onlar
için de bir hayal kırıklığıdır. Çünkü hiç bitmeyen bir bebeklik çağı diğer çocuklar
üzerindeki ilgiyi azaltır; hatta bir tehdittir.
-
Zihinsel engelli çocuk ebeveynleri mahremiyetlerine
daha çok gömülürler, yalnızlaşırlar. Çocuklarını sosyal hayatın içine çıkarmak
istemezler. Hem çocuklarını kontrol etmekte zorlanırlar, hem de zihinsel
engelli çocuklarıyla görünmekten hoşlanmazlar. Çocuklarının taşkın
davranışlarıyla uğraşırlarken dışarıdan kendilerinin de zihinsel engelli
görünmelerine karşı ikinci bir kontrol mekanizması geliştirirler. Asıl yorucu
olan budur.
-
Zihinsel engelli çocuklu ailelerde bir statü kaybı da
oluşur. Miras, ilgi ayrıcalığı, yardım gibi kaygılarla çocuklara takılan
büyükbaba veya büyükanne isimleri zihinsel engelli çocuklara takılmaz (bu konu
araştırılabilir). Anne baba dışında yakın akrabaların bu çocuklara ilgisi sevgi
düzeyinde değil daha çok merhamet ve hoşgörü düzeyindedir.. ama uzaktan.
Zihinsel engel birinci derecede genetik bağı da çağrıştırdığından gerek anne
gerek baba kendi soylarının töhmeti altında kalırlar. Sanki kendi varoluşları
lanetlenmiştir, vebal altındadırlar. Gizli bir utanç yaşarlar.
-
Aile zihinsel engelli çocuğuyla iletişim kurarken
sürekli bir kendini indirgeme halindedir. Özellikle ona bir şey öğretirken
indirgeme bir sınıra gelir dayanır. Aile öfke yüzünden öğretme rolünün
indirgemenin sınırı olduğunu unutur. Bu indirgeme hali bir dalgınlık olarak
yaşanır O esnada dışarıdan normal birisiyle zorunlu olarak ilişki kurmaya
kalktığında çocuğuyla kurduğu biraz önceki indirgeme pozisyonu terk edilir.
Aile sanki asıl yerine döner, yani normal dile. Bu durum bir bocalama, bir
ihanet biçiminde yaşanır.
-
Zihinsel engelli
bir çocukla normal çocuk karşılaştıklarında yadırgayan taraf hep normal çocuk
olur. Zihinsel engelli sıcak olan, yaklaşan taraftır; normal çocuk ise ürkek ve
şaşkın bakışlarla diğerini izler. Aralarında bir oyun kurulmaz. Zihinsel
engelli kendi yaşıtı olarak normal çocuğa yönelirken, aidiyeti yaş üzerinden
hemen kurar, normal çocuk ise anormalliği hemen görür ve diğerini baştan reddeder.
Normal çocuk zihinsel engelliyi izler ve bu izlemeye kendini kaptırır. Zihinsel
engelli ise izlemez, sadece oyun oynamak ister, diğeri oyundan kaçtığı için
huysuzlanır, acı çeker.
-
Zihinsel engelliler sözcüklerin mecazi anlamlarını, yan
anlamlarını kavrayamazlar, onlar için simgesel değerler yoktur, deyimleri yerli
yerinde kullanamazlar, kullananları anlamazlar. Anlamadıkları için kendilerini
aptal da hissetmezler (zeki insanların en önemli özellikleri kendilerini aptal
bulabilmeleridir). Kendilerini mutsuz hissetmeleri aptal olduklarını
hissetmelerinden ötürü değil, bu yüzden azar işitmelerinden, aşağılanmalarındandır. Aksine
sözcüklerin düz anlamlarıyla mutludurlar.
-
Zihinsel engelli çocukların ömürleri kısadır.
Ömürlerinin kısa olması (tek çocuk değillerse) ailede acaba vicdani bir esneme,
bir ihmal yaratıyor mu?
-
Zihinsel engellilerde öz bilinç yoktur, kendisi için
düşünmez, dikkati hep dışarı yöneliktir.. kendi imgesini taşımaz.. izlendiğinin
farkında değildir. Bu eksik varoluşları yüzünden normal insanlar tarafından
rahat izlenirler, rol yapmazlar. Kendi halindeyken sevimlilikleri buradan gelir: bakışlarındaki donukluk;
gözlerini kısarak, dudağı hafifçe yayarak içedönük gülümseme, bakış diğerinin
yüzünde değil.
-
İlk anda çirkindirler, kafataslarında, yüz
orantılarında çarpıklıklar vardır. Mimikleri abartılıdır, oturmamıştır
(yaşıtları çocukları ürküten sırnaşıklıkları yanında bedenlerinin bu
anomalisidir). Ama kendilerini izleyenleri özgür bırakan naiflikleri onları
sevimli kılar. Bunun için bir aşinalık süresi gerekir.
-
Kızlarda güzel olma isteği vardır (daha çok süslenme
giyinmeyle ilgili); bu durum büyüme isteğiyle karıştırılmış olabilir..
kendilerinden büyük kızları taklit etmek gibi… Erkekler kendi görünüşlerine
önem vermezler. Kişsel bakımlarını yapamamaktan ötürü paspal görünürler. Ailesi
görüntüsüne özense dahi, zihinsel engellinin pespaye eğilimi yüzünden birlikte
dışarı çıkmanın sorun haline gelişi…
-
Zihinsel engellilerde acı kuvvet?..
-
Cümleleri genellikle istemek üzerine kurmaları…
-
Acaba fiillerin hangi kipini daha çok kullanıyorlar?..
-
Yoksul ve çok çocuklu ailelerde zihinsel engelliler
kayıp olurlar… Ailelerinin kendilerine kötü davranışlarından da olabilir,
onlarda bir uzaklaşma eğilimi vardır. Bir gün uzaklaşırlar ve kayıp olmuşlardır.
Aranırlar ama yeteri kadar titiz değil.
-
Normal insanların zihinsel engellilere yaklaşımı
merhamet ve hayırseverlik üzerindendir. İletişim sadece ailelere bırakılmıştır.
Zihinsel engellilerle ilgili yatırımlar bir ekonomik sektör haline gelmiştir.
(bkz. Zihinsel engelliler için tatil köyü.. Manisa Güzelköy…)
- Zihinsel engellilerde güzel kavramı pragmatiktir. Kendilerine yakın olanları, sempatik de bulurlar. Acaba bir resimde güzel olanı seçerken neye dikkat ediyorlar?..
- Zihinsel engellilerde güzel kavramı pragmatiktir. Kendilerine yakın olanları, sempatik de bulurlar. Acaba bir resimde güzel olanı seçerken neye dikkat ediyorlar?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder