Hoşgörü bir iktidar öğesidir; diğerine lütfedilir; yani anlamın ağırlığı daha çok “bağışlama” üzerindedir.
Dolayısıyla ilişki birinin diğeri üzerindeki inayet hakkıyla baştan sakat
duruyor. Benim de Müminleri hoş görebileceğim kabul edilirse ilişki eşitlenir.
Bu demokratik bir zemindir. Müslüman ülkelerin (‘Müslüman ülkeler’
adlandırmasının kendisi antidemokratik; Batı’nın kullandığı bu adlandırma ilginçtir
Müslüman devlet adamları tarafından da rahatlıkla kullanılıyor ve bunun aslında
medeniyetler ayrışmasını meşrulaştırdığı görülemiyor) hiçbirisinde bu zemin
yok. Oysa gerçeğin eşitliğe ihtiyacı olmadığı ayrı bir konu.
Tarih bir hoşgörü bilimidir mesela. Bütün ölüleri artık yaptıklarının hesabını veremeyecekleri için hoş görebiliriz. Ama...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder