6 Mayıs 2017 Cumartesi

Stres Çarkı



Stres sözcüğüyle tanışalı ne kadar oldu?

Stres sözcüğü herkeste bir hemhallik yaratıyor. Aslında stres tecrit bir ruh hali olmasına rağmen. Sözcük işlevini ortak ruh halini ifade etme becerisinden almıyor, ortaklığı diğerine ikram ediyor. Cömert bir sözcük, bize bir ruh hali kazandırıyor. 

Bu sözcüğün hüneri ruhsal patolojiyi teşhis etmesinde değil sadece, mazur göstermesinde. Karpuza da zeytine de meyve denmesi gibi bütün ruhsal sıkıntıların ortak adı; muğlak ama söyleyince karşıdakine şıp diye anlama yetkisi veriyor. Hamarat sözcükleri seviyorum.


Öğrencilere bağırdığım bir sırada H. Yanıma geldi, “Öğretmenim öfkelenmeyin, alın size stres topu,” dedi.  Bilardo topu büyüklüğünde süngerimsi bir şey. H. on beş gün boyunca bu topu masama bıraktı. Sonunda top delindi. Bu sefer de başka bir öğrencim stres hamuru önerdi.

Şimdi de stres çarkı…İcat edildiği Amerika’da adı ‘hand spinner’, el çarkı demek. Bizde stres sözcüğü bir pazarlama taktiği. Bu adla bir yığın oyuncak var. Stres çarkı bütün çocukların elinde. Ortada bir rulman, etrafında üç kanat manuel biçimde döndürüyorsun. Sağ elini kullananlar da solaklar da döndürme hareketini kendi bedenine doğru yapabiliyor ancak. İşin içinde bedene bir gönderme var, bunu not düşelim. 


“Nedir bu?”

“Stres çarkı, stresimi atıyorum öğretmenim.” Büyüme talebi yok mu bu söyleyişte?

Çocuğun oyuncağı elde ederken kendini gerçekleştirmesi iki aşamalı. Birinci aşamada oyuncağa sahip oluyor. Sahip olma öncelikle mülkiyetine alma anlamına gelmiyor burada, bir şeye sahip olarak herkesle bir ilişki kuruyor: Eşitlenme. Oyuncağın alt sınıf çocuklara zengin çocuklar karşısında verdiği eşitlik hissi her zaman olmaz. Stres çarkı on, on beş lira. İki haftalık okul harçlığını biriktirip stres çarkı almış yoksul bir öğrenciyle konuştum... İkinci aşamada oyuncağın sunduğu oyalanmayla kendine kabuğuna çekilme başlıyor.

“Ver bakim şunu.” diyorum A.’ya. Çarkı çeviriyorum. “Seninki çok hızlı. Daha mı pahalı bu?”

“Hayır öğretmenim,” diyor A. “babamın tabanca yağını sürdüm bilyelere.”

Çark pervane gibi dönüyor, havada çizdiği daire gözlerimi alıyor, elimde metalik bir ağırlık hissi ve hafif bir titreme.

“Kronometre tutun öğretmenim,” diyor arkada oturan F.

Stres çarkı global bir oyuncak. Bütün dünyaya aynı anda yayıldı. Çocukların elleri yaratıcı değil çağımızda, acaba bu manuel alet tam da bu örselenmeye, işe yaramazlığa toplu bir itiraz mı?.. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder