27 Ekim 2019 Pazar

Güven, İtimat ve Bitcoin






İngilizcede trust ve confidence sözcüklerinin Türkçe karşılığı ‘güven’. Ama İngilizcede her iki sözcük arasında ayrım yapılabiliyor. Öyle de olsa bu iki sözcüğün birbiri içinde erimeyeceği net iki tanımı yok, muğlak. Güzel olan tarafı da burada, bu muğlaklık insana özgürlük veriyor. İki ayrı sözcükle düşünmeye başladığımda her iki sözcüğün dünyayı farklı algılama biçimleriyle kendi günlük kullanımlarından sıyrıldığını gördüm. Bir deneyin derim; sözcük, ister istemez kavram olmaya terfi ediyor.

Vaktiyle bu ayrımı misafir kaldığım bir evde okuduğum bir çeviri kitapta görmüştüm, sonra bu kitabı satın almaya kalktım. Meğer kitabın adını yanlış hatırlıyormuşum. Bu yanlış hatırlama yüzünden kitabın gerçek adını hepten unuttum. Sanıyorum ilgili kitapta trust: güven, confidence: itimat sözcükleriyle karşılanmıştı (ama emin değilim tersi de olabilir, aradan yirmi dört yıl geçti).

Güven sözcüğü daha çok psikolojik; bir kişi veya kişilerle duygusal yanı ağır basan ikili ilişkilere dayanır. İtimat sözcüğü ise daha çok nesnel kriterlerle belirlenir, bir firmaya itimat edersiniz. Eğer Arçelik buzdolabı aldınız ve bozuk çıktıysa bunun firma tarafından değiştirileceğini bilirsiniz. Ama aynı firmada çalışan Rıfkı’nın bile bile size bunu satmış olduğunu düşünseniz ve Rıfkı artık güvenilmez birisi deseniz bile bu durum Arçelik’e olan itimadınızı ortadan kaldırmaz. Doktora itimat edersiniz, ama size doktor tavsiyesi veren arkadaşınıza güvenirsiniz falan… Kitap iki sözcük arasında ayrımı benzer örnekle açıklıyordu.

İtimat duygusu bir icat, poliçenin icadıyla başlıyor.

Güven duygusu garip biçimde birini öyle olmaya zorlama yeteneği aynı zamanda. Yani ben sana güvenerek seni belirli bir konumda bulunmak üzere sabitliyorum. Senin öyle olup olmamanı güven duygumla denetliyorum. Güven şüphenin enerjisini en aza indiren bir tasarruf aslında. İtimat ise sosyal tasarrufla bu yolu daha da kısaltıyor. 

Piyasanın yeni para birimi hem de emtiası olan BİTCOİN'in yükselişi üzerine düşünürken bu iki sözcüğü de yeniden düşünmek farz oldu. İnsanın absürt ve rasyonel varoluşunun birbiriyle ilişkisini düşünmek buna eşlik etmese olmaz…

Tanrım bana uzun ömür ver…