K.’ye bu ülkedeki sevgisizliği anlatırken büyüklerin küçüklere gösterdiği ‘kerata sevgisini’ örnek verdim.
Kerata sevgisinde azarlama ve teselli iç içedir. Önce azarlama… çocuk
Büyüğün sesinin şiddetine boyun eğmiştir bir kere, anında kendini
suçlu hisseder, tırsar ve kuyruğunu kısar… Korkuya ait bu beden formunun
muhakkak oluşması gerek… Bundan sonra teselli devreye girer, Büyük
korkunun kaynağının kendisi olduğunu
unutturacak bir manevrayla yapar bunu, suçu çocuğa sahiplettirir…
Çocuğun korkudan kurtulması için ara bir evredir bu… Sonra Büyük
okşamayla vurma karışımı çocuğun ensesine, omzuna birkaç şaplak atar,
‘Seni kerata’ der ‘Bir daha yapma…’ Hiyerarşik bir sevgidir bu. Kadınla
erkek arasında da vardır. K. Söylediklerimi çabucak kabul etti. Bu kadar
çabuk kabul görmem hızımı kesti…
Haylaz
biraz daha rahat bırakılan, yaramazlığıyla benimsenmiş çocuk… aslında
yaftalar çocuğu terbiye etmek için değil, öyle kabul etmek için de
konuluyor, ama yetişkinler dünyasının neresinde olduğunu belirlemek
esas… Haylaz, kerataya göre daha ileri bir yaş evresine denk geliyor…
Uzatılabilir tabi.
29 Ekim 2013 Salı
Son Aşk
Adam:
“Hayatın kendisini sevmeyiz aslında… Mekânları, hayvanları, insanları,
hatıraları, yemeği, edebiyatı, müziği seversin. Ve bazen içinde ne
kadar sevgi varsa vermene ihtiyacı olan biriyle tanışırsın. Ve o kişiyi
kaybedersen diğer her şey de duracak sanırsın. Ama her şey kaldığı
yerden devam eder. Giraudoux der ki: ‘Etrafınızda bir sürü kişi olsa da
sadece bir kişiyi özleyebilirsiniz.’ Bu insanlar fazlalık gibidirler.
Görüşlerinizi gölgelerler, anlamsız bir kalabalıktırlar. Onlar… Onlar
istenmeyen dikkat dağınıklığıdır. Sen de kendi başına unutmaya
çalışırsın. Ama yalnızlık seni sadece bitirir…”
Kadın ve erkek aşka eşit ölçüde ortak değildir aslında arada hep nüans vardır. Biri diğerine göre daha az sevildiğini hisseder. Bir iki davranış belli eder bunu. Kadın sevilmediğini hissettiğinde varlığını dayatır, erkek sevgisi kadın
tarafından reddedildiğinde… Birbirlerini belki de en çok sevdikleri
karanlık dönemler gelir, ikisi de ışığını karşı tarafa kapatır, bir şey göstermez… Adam birkaç hamle yapar ama kadın
tarafından hep reddedilir, kadına öyle gelir ki adamın sevgisi artık
merhamettendir, pişmanlıktandır. Tanımlama zamanı başlamıştır, “herkes”
devreye girer: Bu “herkes” bir şarkıdır, bir şiirdir, bir dostun
tavsiyesidir. “Herkes”in her zamanki gibi tekliğe tahammülü yoktur, aşk zamanla
“herkes”e benzer. Aşkı bitiren “herkes” bu kez de terapist olarak
devrededir… Kim ki bu karanlık dönemden aşkın zaferiyle çıkar, ne
mutlu onlara…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)