21 Mayıs 2015 Perşembe

Bebek, Cami ve Diskotek



Burada güya camiyle diskotek arasında “güven” kavramı üzerinden bir karşıtlık kurulmuş. Teslim edelim ki bu tür akıl yürütmelerin ikna gücü yüksek. Çünkü insanların büyük bir çoğunluğu mukayese ile hüküm verme eğiliminde. Fazla enerjiye gerek yok. Her iki şekilde de enerji tasarrufu; birincisi mukayese hazır bir lokma olarak geliyor, ikincisi kişinin kendini bu hazır lokmayla taraf ve aidiyet içinde olumlaması kolay. 

Mukayese insan aklının en basit düşünme yöntemi. Örnekler üzerinden mukayese ile somut durumlar üzerinden muhakemeyi birbirine karşıt düşünme yöntemi olarak ele alıyorum. 

Bu sözü başka bir örnekle çürütmek çok zor değil. Mesela Ortadoğulu Müslümanların mebzul miktarda barındığı Almanya’da terk edilen bebekler kiliselerde sırf bu iş için ayrılmış bölmeye bir kutu içine bırakılır, çocuk doğrudan bakım ünitesine alınır, kimse annenin peşine düşmez. Şimdi bu örnekle yukarıdaki sözü yeniden şöyle yazmak mümkün: ‘Hıristiyanlar kötü ve güvenilmez olsalardı, bebekler kiliseye bırakılır mıydı? Siz hiç (Almanya’da) camiye bırakılan çocuk gördünüz mü?..’ Oysa Türkiye’de bebekler sadece camiye değil, umumi tuvalete, çöp konteynırına da bırakılıyor.  

Örnekler üzerinden düşünmekten somut durum üzerinde düşünmeye terfi etmek; düşünmenin öğesi olarak iki faklı sözcüğü, yani ‘örnek’ ve ‘somut’u birbirinin karşıtı kılarak yeniden düşünmek; güzel… başka bir zaman diyeyim ve geçeyim…   Şimdilik bu iki sözcüğün farklı kullanımına dikkat çekmek isterim, düşünmenin ögesi olarak iki faklı sözcük… 

Mukayeseyi bırakalım biz de muhakeme edelim o zaman, yukarıdaki sözde neler var bakalım: cami-dindar, bebek-bebeği terk eden ve diskotek… cami-dindar ile bebek-bebeği terk eden birbirini içeriyor, diskotek ise dışarıda, yani kıyaslanan örnek (bir kurgu tabi bu; bebek diskoteğe bırakılmıyor ama imam hatip lisesine de bırakılmıyor. Diskotek seçimi kasıtlı burada). Anne çocuğunu cami kapısına bırakınca “kötü” olmaktan kurtulmuyor, aksine cami kötülüğün gerçekleştiği yer haline geliyor, tıpkı ayakkabı hırsızlığının gerçekleştiği yer haline gelmesi gibi. Anne çocuğunu cami kapısına bırakmakla kendi “kötülüğü”nün derecesi hakkında bir seçim yapıyor, bebeğini cami kapısına bırakarak daha az kötü oluyor belki. Ama Almanya’da bebeğini kiliseye terk eden bir anneden daha çok kötü. Burada cami kendini diskotekle değil Almanya’daki kiliseyle kıyaslamalıydı. İşte örneklerle düşünmek ile somut durum üzerinde düşünmek arasındaki fark… 

www.dw.de/anonim-doğumun-önü-açıldı/a-16671488



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder