Atatürk’ün en yaygın fotoğrafı. Bütün
okullarda duvara asılı; kaymakam, vali, bilumum makam odalarında da. Vaktiyle
bir kurul Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafı arasından bu fotoğrafı seçmiş olmalı.
Karar verirken ne konuştular acaba? Belki de hiç konuşmadılar, tepeden biri bu
olsun dedi ve oldu.
Atatürk’ün devlet
kurumlarına asılan fotoğraflarının bir tarihçesi yazılabilir.
Bir tanesi
özellikle ilginç; masaya hükümran, kalemini oynatırken çekilmiş fotoğrafı. Objektife
bakmıyor, dolayısıyla biz ona bakabiliriz. Fotoğrafta bile izlemeyi
kolaylaştıran bir şey değil mi bu? Biraz dikkat edince bu fotoğrafın kendi
fotoğrafını imzalayan Atatürk olduğunu anlıyoruz. Ne var bunda? Fotoğrafın
gerçek hikayesini eleyen, sadece fotoğrafın imajına dayalı resmî bir Atatürk
yaratma eğilimi var. Bunun hesaplanmış, baştan itibaren stratejisi çizilmiş bir
uygulama olduğunu varsaysak bile beni asıl ilgilendiren toplumu yönetenleri de
yöneten dürtü.
Bu fotoğrafa ressam Rene Magritte’in Bu
Bir Pipo Değildir’i gibi ‘Bu Atatürk değildir’ demek geçiyor içimden.
Resmî Atatürk fotoğraflarının ortak
özellikleri:
- Yaşsızdır. İleri yaşın fazladan bir hürmet vesilesi
olduğu bizim gibi geleneksel toplumlarda genç yaş hiyerarşide sakınca yarattığı
için Atatürk’ün 50’lilerinde çekilmiş fotoğrafları, bürokratların ortalama emeklilik
yaşını da göz önüne alırsak gayet “isabetli”. Bakışlarındaki enerji ve
bilgelik onu yaşsız kılıyor.
- Resmi kıyafetli. Kolalı gömlek, koyu renk ceket, kravat.
- Sert, güçlü bir yüz ve dudaklarında gülümsemeye hazır
bir sempati. Belli bir mesafede herkesi kucaklayıcı.
- Bütün kişisel
sorunlarını halletmiş, uykusunu almış, karnını doyurmuş (çoğu fotoğrafında
sigara elindedir, rötuşla sonradan kaldırılır). Uzağa bakıyor. Uzağa bakma
sosyal ülkünün metaforu. Ve çene yukarı kalkık... gökyüzüne bakmanın gökyüzüne
değil, Atatürk’ün yüzüne yaptığı gönderime verin dikkatinizi, bu profil duruş
bakana bir konfor sağlıyor: Ferahlama…
- Atatürk odayı fotoğrafının asıldığı yere göre dizayn
ediyor. Merkezi bir konum alıyor. Koltuk ve masa fotoğrafın izdüşümünde
simetriyle ikiye yarılıyor. Odaya bir iç boyut katıyor, odayı kamulaştırıyor. Makam koltuğunun sahibi Atatürk'ü arkasına alıyor; mecazi anlamı düz anlamından daha güçlü... Sivil bir evi resmi bir kuruma dönüştürüyor...
Saygı ve özlemle anıyoruz.
YanıtlaSil