29 Ekim 2018 Pazartesi

Ne Demezsin...




                                                   


TELEFON suskunluğu bağışlamaz, bu yüzden telefon bir sohbet aracı olamadı benim için.

                                                                              ***

OBEZ birinin acıkmayı beklemesi, dünyanın en gülünç yaptırımı.

                                                                              ***

İNSANLAR arasında münakaşaların çözümü (anlaşma) denilen şey, çoğu zaman iki tarafın da yorgunluğuna denk gelir. Sağduyu değil, çözüm için beklenen yorgunluktur. İnsanlar yorgunluğun müştemilatını bilmezler, yorgunluk erdemdir.

                                                                              ***

ONA karşı aksi bir şey söylemem gerekiyordu ya da tamamlayıcı bir şey, ama olmadı, bu da beni aptal durumuna düşürdü.

                                                                              ***

ÖZLEM hafızayı güçlendirmez.

                                                                              ***

MİMİKLE duygulanım eş zamanlı görünür. Gerçekte biz mimiği kendimizin ifadesi olarak yansıtmayız; çünkü gördüğümüz kendi yüzümüz değil diğerinin yüzüdür. Mimik daha duygu aşamasındayken diğerinde bırakacağımız etki için bizden kurtulur.

                                                                              ***

BİR şeylere hayran kalma ihtiyacı… Bunun için başka şehirlere, müzelere, sinemaya, vadilere, uçurum kenarlarına falan gidiyor. Gerçekte geçmiş zamanlı hayranlığı daha sonra anlatırken gösterdiği taşkınlıkları yanında sönük kalıyor. Buna hayran kalma ihtiyacı denmez, hayranlığı diğerine bulaştırma ihtiyacı denir. Hey neden yapıyorsun bunu?

                                                                              ***

NÜFUS verilerine bakmadan da söyleyebilirim: İstanbul fallik bir şehir, yaş ortalaması Türkiye ortalamasından daha genç olmalı.

                                                                              ***

NEZAKET mecaz üzerine kuruludur.

                                                                              ***

Penaltı atışında ters köşeye yatan kalecinin topa son bakışı… ille de bir şeye benzetmen gerekmiyor, söze devam etmen de.

                                                                              ***

Hep az sevildiğini hissetmiş... onun gözlem gücü intikam aslında. Bunu bir övgü kabul edin.

                                                                              ***

ERKEK hâkimiyetinin bütün kodlarını kadınların birbirlerine karşı tavırlarında görebilirsiniz. Bir kadının diğer kadına oruspu, fahişe aşifte vb deyişinde mesela…

                                                                              ***

UTANÇ, utancını belli etmeme üzerinden daha yoğun yaşanıyor. Diğeri sanki utanca izin vermeyen bir despot gibi karşıda.

                                                                              ***

BİR arkadaşın cenaze haberi, diğer arkadaşın sevgilisiyle mutlu fotoğrafları. İkisinin de beğen tuşuna basınca birbiriyle tutarsız iki duyguyu (keder ve neşe) ardışık yaşamış gibi oluyorum. Aslında bir duygu falan yaşadığım yok. Yaşadığım şey tereddüt. Bu yüzden iki tuşun arasına biraz zaman koyuyorum. ‘Araya zaman koymak’...  buyur buradan yak.
                                                                              ***



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder