Yılda birkaç kez dinlerim.
Ruh halim onu çağırır, onunla hasbıhal eder, akışına bırakır. Anuar Brahem
Filistin’li şair Mahmud Derviş’in Rita adlı şiirinden esinlenerek bestelemiş bu
parçayı: Rita’nın şaşırtıcı gözleri (The Astounding Eyes of Rita)
Mahmud Derviş “Rita ile
gözlerim arasında bir tüfek var” der şiirinde.
Neden Rita?
Rita yabancı, uzaktan
gelmiş ve gidesi. Rita fonetik, imrenilesi... yani bir sözcük seçimi. Rita gerçek olabilir, ama onun teşhiri daha gerçek. Onun derken Rita'nın değil Mahmut Derviş'in kendini teşhirini kastediyorum. Soydaşı Filistinlilere Batılı bir kadınla nispet yapıyor.
Mahmud Derviş’in Rita’sına
nazire Sezai Karakoç’un da Mona Roza’sı var. Rivayete göre Mona Roza Sezai
Karakoç’un âşık olduğu kıza taktığı müstear ad. Peki neden Mona Roza? Sezai ile
Mona Roza… Bizim Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha gibi âşık çiftler formatına
uymuyor. Peki neden Mona Roza diye tekrar sorayım ve bu hamur daha çok su
götürür diye burada bırakayım.
Ben asıl albüme kapak
olmuş fotoğraftaki kadını Rita kabul edip onunla empati kurmak istiyorum… Ahşap
bir odada perdesiz pencereye arkasını dönük oturmuş bir kadın. Yine de
pencerenin kapalı tarafına oturmuş, kendini gölgelemiş, bakışları köşede bir
yere odaklanmış, yüzüne düşen ışık hüzünlü halinden bir sufle veriyor bize. Eğer
açık pencereyi perdeyle kapatsaydık bu hüzün çok yalnız kalırdı. Açık pencereyi
kadın göremiyor ama bütün varlığıyla hissediyor. Arapça harflerle yazılı bir
levhanın altında yüzleri örtülü iki kadın onların yanı başında ayakta dikili
sarıklı bir adam. Uzakta caminin minaresi, yokuşu eşek sırtında tırmanan bir başka adam. Mahalle değil burası, bir eğretilik var mekânda, sanki istasyon gibi. Rita’yı
dışarıya çıkmaktan, hatta pencereden bakmaktan men eden malûm şeyler.
Binanın üst kısmına
iliştirilmiş elektrik direği fotoğrafın icadından daha ileride bir zamanda olduğumuzu
gösteriyor. Yani yaygınlaşma açısından.
Rita’nın varlığıyla dış
mekânın ilgisizliği ancak Rita’nın hüznüyle yeniden kuruluyor. Bu yüzden
pencere açık. Rita’nın perdesi sırtı. Yüzü hüzün.
Alın bu fotoğrafı yanına
Sezai Karakoç’un Mona Roza’sından şu kıtayı koyun. Uymuyor. Dedim ya bu hamur çok su
götürür diye, iyisi mi burada bırakayım…
Açma pencereni perdeleri
çek
Mona Roza seni
görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için
yetecek
Anla Mona Roza ben bir
deliyim
Açma pencereni perdeleri
çek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder