3 Haziran 2020 Çarşamba

Deportivo Seyircisi





Ulusların adlarının nereden geldiğine dair bir düşüncem var eskiden beri, biraz utangaç bir düşünce. Tarihsel ya da etimolojik araştırmaya dayanmıyor, daha çok sezgisel.

Ekşi Sözlük’te gördüm, La Liga takımlarından Deportivo taraftarları maçlarda Türk bayrağı açıyormuş. Passenger28 nickli biri bu durumu açıklamış, (bkz.https://seyler.eksisozluk.com/la-liga-ekibi-deportivo-de-la…)

Olayın süreci kafamdaki işleyişe uyuyor. Olay sanki sosyal deney gibi gerçekleşmiş. Celta Vigo taraftarı ezeli rakipleri Deportivo taraftarları için söylermiş bu lâkabı: Los Turcos! Türkler anlamına geliyor. Tabi bunu rakibiniz için söylüyorsanız sözcüğün ‘Türk gibi güçlü’ anlamı olmaz. Doğrudan hakaret sözüdür bu. Biraz daha ileri götürünce gördüm ki, meğer Los Turcos’un argoda sürgün anlamı da varmış. Bu iki türlü de olabilir, sadece varsayım olarak söylüyorum; ya Osmanlılar tarafından esir alınıp sonradan yurda dönenler için (Cervantes gibi), ya da İspanyolların esir alıp sürgüne gönderdiği Osmanlılar için.  Avrupalılar Osmanlılara Türk diyorlardı. Peki ama neden Osmanlı değil de Türk? 

Askerde vekaleten bölük komutanı olan asteğmen nizama uymayan askerine ‘Rus musun ulan!’ diye hakaret ederdi. Tabi bunu bitişikteki bölükte sakıncalı piyade olarak bana da uzanan biçimde, alınacağımı hesaplayarak yapardı. O zamanlar Sovyetler Birliği daha dağılmamıştı. Aynı soruyu burada da sorabiliriz, neden Sovyet değil de Rus?

İşin bu tarafı kronolojik olarak daha sonraki bir süreç. Bir bütünde ayrıcalıklı olanı mimliyorsun, sözcüğün tecrit gücü var. Politik anlamda ‘bölücü’ diyelim. Soruyu daha radikal biçimde sormamız gerekir o halde: Ulusların adı nereden geliyor?

Uluslar henüz oluşmadan; kabile, klan vb halinde yaşarlarken üstün bir topluluk civarda yaşayan küçük zayıf topluluklara ad da veriyordu. Bu adlandırma otomatikman aşağıyı, altı, astı belirtir. Zamanla ya sıfat ada dönüşür, ya da ad (aşağılama anlamında) sıfata.

Adlandırma üstün topluluğun imtiyazı olarak işler.

Peki adıyla aşağılanan topluluklar sonradan bu adı neden alırlar? Soruyu neden benimserler diye sormak daha doğru belki. Çünkü ad kimliği inşa eden kurucu bir unsur; diğerinin sana taktığı bu adı yok edememek sana ait olanın tapusu anlamına da geliyor. Sözcüğün içini dolduruyorsun ve sözcük sıfat anlamını def ederek hafızayı da siliyor ve gurura dönüşüyor. Eğer zenciler ve Çingeneler ayrı ulus olarak örgütlenebilselerdi aynısı olacaktı muhtemelen. Şimdiyse iki sözcüğe de yasak var. Ya da tersine bir uygarlık kalkınca adı baki kalmıyor; Babil, Asur, Maya gibi; bu kez de zayıf olan, yıkılmakta olan adıyla aşağılanıyor.

Deportivo seyircisinin başına gelenler çok daha önce İttihat Terakkicilerin başına gelmişti. Aslında bugünkü Türk adını alışımızı o sürece borçluyuz (Doğan Avcıoğlu gibi araştırmacıların yaptığı çalışmaların hakkını teslim etmekle beraber sözcüğün etimolojik kökenine ilişkin saptamalar bir yerde tıkanır ve nostaljik tarafı ağır basar. Bugünkü duygularla tarihi kökler de duygudan başka bir şey üretmez. Buldum, bir yazı buldum! Doğru, sadece bir yazı buldun… Hayır yöntem antropolojik olmak zorunda.) Avrupalıların sürgünde (bunların arasına eğitim ve diplomasi amaçlı bulunmaları da katabiliriz) olan Osmanlı aydınlarına taktığı addır Jöntürk, sözcüğün eski aşağılayıcı tınısı bir genelleme anlamı taşıyordur artık: Genellerken mimleme. Bu adlandırma tecrit ederken diğerinin de tecrit olmasına yol açar. Osmanlı aydını Avrupa’nın göbeğinde yaşarken Batı kültürüyle ilişkisini bu tecrit yüzünden (tecridin gönüllü tarafını göz ardı etmeyelim) ancak dolayımlı kurabiliyor; 100 yıl geriden. Aynı dönemde yaşadıkları halde hiçbir İttihatçı; anarşist, Marksist olmuyor. Hiçbir İttihatçının Batılı ünlü entelektüel arkadaşı yok. Garip biçimde etnik olarak İttihatçılar Türk olmadıkları halde Batılıların Türk yaftasıyla kendi Türklüklerini inşa ettiler, ilk Türkçüler Türk olmayan İttihatçılar içinden çıktı.

Dövünülecek bir şey anlatmıyorum. Bütün uluslar benzer süreçlerden geçmişlerdir.
Deportivo seyircisi Los Turcos'un aşağılayıcı sürgün anlamını lağvediyor, 'Türk gibi güçlü' anlamını sahipleniyor.

Türklüğü, taşra milliyetçilerinin (İlber Ortaylı’nın tabiriyle) elinden almak gerekir.

Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu Kürdüm diyene, ne mutlu Çingeneyim diyene, ne mutlu Zenciyim diyene vb. İmla kuralı gereği zencinin baş harfi küçük, bir istisna yaptım…









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder