21 Haziran 2020 Pazar

Gönderilmeyen Mektuplar



                                         Kafka ve Babası


Kafka’nın BABAYA MEKTUP’u sahibine hiç ulaşmamış mektup diye nitelenir. Kafka belki de bu mektubu sahibine göndermemek üzere kaleme almıştı. 

Yazmak yerine kaleme almak tabirini kullanmamın teknik bir nedeni var. Mektubu kaleme almak derken mektubun içinde yargılamanın, tanımlamanın, bağışlamanın, anlamanın, kendini anlatmanın vb topyekun yatıştırıcı bir uğraş olmasını kastediyorum. Başlı başına bir uğraş. Mektubun iletilmesinden bağımsız, yuvasını yapan ve orada pinekleyen bir ruh halinin varoluşu. Diğerine vaat edilmediği için insanın kendine fazladan tanıdığı cayma hakkı. Kafka’nın mektubunu güzelleştiren baştan yaptığı bu hesap: Gönderilmemek üzere kaleme alınan mektup. Yine de bir ayrım yapmak gerekir, uzakta olan birine yazılan bir mektup değil bu, yüz yüze konuşabilecekken, sen dediğimde ancak mektupta karşıma alabildiğim ve sözümü kesmeyen, evirip çevirip oynayabildiğim sen; olmayan sen. Yazış anı tam da olmayan senin fiili hali değil mi? Olmayan sen: beni kuzu kuzu dinleyen sen... nasıl da suskunsun şimdi, nasıl da idrak gücüyle donattım seni...

Kafka’nın mektubu ben aslında buyum, sen aslında şusun diye özetlenebilecek somut olaylardan yola çıkan bir uzlaşı çağrısı. Ama bundan önce mektubun diğerine nüfuz edecek gücüne inanmış olmalı Kafka; sonrasında kendini değiştirmeye evrilecek biçimde... Bu inanç nereden geliyor? Bunun için mektubun bizi yani hem göndericiyi hem de alıcıyı dolayımlayarak yörüngesine aldığı kesin. Mektup bir dil imkânı... Ne?

Hayır anlatamadım. Zaten ben bu yazıyı ileride ayrıntılamak üzere bu iş için kullandığım defterime not düşmüştüm. Talihsiz yazı, yine ortada kaldı. Ömrüm uzun olsun… Ama şunu söylemesem olmaz -arada bağlantı kuracağım nasılsa: H. Melville Katip Bartleby'nin önceki işini kitabın sonunda açıklar, onun Ölü Mektupları Dairesi'nde çalıştığını söyler.  Ve "Ölü mektupları! Ölü insanlar gibi gelmiyor mu kulağa?" diyerek öykünün bütün gizemini  hem sarsıcı hem de kafa karıştırıcı biçimde okuyucunun üzerine yıkar. Oysa ölü mektupları mesleki bir jargon olabilir; adrese ulaşmadığı için ölmüş mektuplar. "Her sene araba yüküyle yakılırlar."

Gelsin nihavent...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder