Yukarıdaki harabe ev oturduğum lojmanın sağ çaprazındaydı. Kış günleri oraya bakınca her yer metruk bir izlenim veriyordu... zihnime layık ideal izbe atmosfer...
Elinde kovası, uzun çizmesiyle
dalgalı havalarda sahile kömür toplamaya giderdi (dalgalı havalarda kömür
sahile vurur). Birbirimizi görmezden geleceğimiz mesafede de olsak ‘Merhaba
Hocam!’ diye seslenirdi, bakışım onu bulurdu. Sadece selâm. Bir de gülümseme. Selamı iyi hissettirirdi.. Adını
sela okununca öğrendim: Hasan İbrahim. İçkisi sigarası olmayan emekli
Hasan İbrahim komşusu eski muhtarın çatısını onarırken düşüp öldü. Çatı ustası
değildi, sadece yardım ediyordu. Hasan İbrahim karısının köyüne sonradan yerleşmiş. Bana kalırsa
bu yardımın köyde yerini sağlamlaştırmakla bir ilgisi vardı.
2014 yılıydı, hortum çıkmıştı.
Birçok evin çatısı uçtu, ağaçlar devrildi, elektrik telleri koptu, direkler yan
yattı, bizim evin su borusu patladı. Ertesi gün otobüste eski muhtarı gördüm,
onun da çatısı uçmuştu yağmur gelecek diye telaşa düşmüş malzeme almaya Sarıyer’e
gidiyordu.
Okul sonrası dolmuşla eve dönerken
baktım Hasan İbrahim eski muhtarın çatısında… Hasan İbrahim’i iş elbisesiyle,
yorgunluğuyla ve yukarıdan aşağıya bakışıyla görünce anlık bir tereddüt
yaşadım. Hani bazı insanların alıştığımız varlığını başka bir konumda görünce
hissettiğimiz türden. Yorgunluğu bir tuhaftı, pişmanlıkla ve işin acemisi olmakla karışık, nereden
bulaştım bu işe der gibi; tombul yanakları kırmızılaşmış, aşağı sarkmıştı… selamlaşmadık, göz göze gelmedik. Hasan İbrahim en son çatıya döşenen bir tahtanın
fazlalığını keserken her ne olduysa kafasının üstüne yere çakılmış. Ben onu
gördükten yarım saat sonra.
Kapıdan sahile bakıyorum. Sahilde
sırtı bana dönük bir adam yürüyor. Hasan İbrahim boyunda ve onun gibi tıknaz.
Eğer Hasan İbrahim ölmeseydi, imgelemim bana bu adamın Hasan İbrahim olduğunu
söylerdi. Buna inanırdım. İnancımı sarsacak daha dikkatli bakışı bilinçsizce engellerdim. Şaşmaz biçimde her şeyi yerli yerinde görme eğilimi denebilir buna... alışkanlık.
Ama sahildeki adamı daha görür görmez Hasan İbrahim’in öldüğünü hatırlıyorum, o adam ise hemen bir başkası, yani kendisi oluyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder