Bir taraftan göstermeye, bir taraftan da gizlemeye çalışmak… Buna ekabirlerin ziyafet paradoksu diyelim (ısrarlı değilim, ekabirlerin iftar
paradoksu da olabilir).
Tok açın halinden anlamazmış derler, hayır efendim aç tokun halinden anlamaz.
Tok açın halinden anlamazmış derler, hayır efendim aç tokun halinden anlamaz.
Masanın dizaynı: insanların dizilişi dairenin etrafındaki
çember gibi(mesela dikdörtgen bir masada oturan insanlar dikdörtgen olmazlar, burada itaat daireden elde ediliyor); olur da ‘pi’ sayısıyla
halkanın uzunluğu hesaplanmaya kalkışılırsa buna dikkat edilsin. Yalnız halkada
bir sandalyelik boşluk bırakılmış, bu kasıtlı. Boşluğun tam karşısında
Cumhurbaşkanı oturuyor. İster istemez boşlukla
Cumhurbaşkanı’nı birleştiren hayali bir hatta neden oluyor bu durum; bildiğimiz
‘çap’ yani. Bayağı çaplı bir masa. Çapın karşı yakayı işaret eden ucu simetrinin vektörünü de göstermiş; ama
sadece bu da değil, arka planda görünen üç uzun kapının ortasındaki kapının
orta çizgisi Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu bu hattı onaylıyor; ve ayrıca yanlardaki
bayraklar da aynı hizmeti veriyor, zatı muhteremi tam ortaya almış: makamın referans noktası!..
Demişler ki açıklamalarında: “Kendi
imkanlarını, kendi personelini ve kendi mutfağını kullanarak konuklara verdiği
bir iftarın yalan ve tezvirat eşliğinde kara propaganda…” Hemen soralım ‘kendi imkânları’ derken neyi kastediyorsunuz?
Bir müessese mi burası?..
Bir de ‘algı operasyonu’ ibaresini
sokuşturmuşlar bir yere. Bu ‘algı opreasyonu’ geometrik olsa gerek. Masanın
dizaynıyla olan tam da bu. Bütün bu bedenler (bedenlerin geometriye itaati)
sanki fotoğraf için oradalar.
Yalnız masanın ortasındaki nesneye (çiçek
galiba) takıldı aklım. Oraya nasıl konulmuş olabilir? Kendi imkânlarıyla mı?
Vinçle falan…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder