Mecliste kavgayı anlatan her iki fotoğraf olayın öncesi ve sonrası diye otomatikman bütünleşiyor. Nihayetinde birbirini takip eden bir tavır örüntüsü; tehdit, araya girme ve yatışma. Alpay Özalan’ın birbiri ardına çekilmiş bu iki fotoğrafı sonradan ilgimi çekti. Ama olaydan soyutladığımda ikinci fotoğrafı birinciden
bağımsız görebildim. Sonra tekrar bütünleştirdiğimde bu bütünlük artık
farklıydı.
Birinci fotoğrafta gerçekleşen
saldırganlık ve engelleme bir kavga ritüelidir. Buna engellenmiş saldırganlığın
kendine güveni diyebiliriz. Araya birileri girdiği için izlediğimiz sadece
Alpay’ın öfkesi oluyor. Alpay niyetini direkt gerçekleştirecek olsa araya
birilerinin girmesine fırsat vermeden bir avcı kurnazlığıyla öfkesini sıcak
temasa saklayarak Ahmet Şık’ın üzerine atılabilirdi. Anladığım kadarıyla bu
saldırganlık daha önce zaten başlamış; kürsü önünde saldırganlar ve
engelleyenler biçiminde oluşan (genellikle aynı mahfilden insanlar) enerji
kümesinin içine Alpay da sonradan dalmış. Tuhaftır ki diğer saldırganların yolu
hep bu kümenin içinden geçer. Ama bu tuhaflığın içinde ilginç bir rasyonellik
de gizli: öfke patlamasını fiziksel temasa girmeden bir ritüel içinde
hapsetmek. Bir kavga yöntemi bu, iç savaşı önlüyor. Tayland’da Filipinler’de, Ukrayna’da ve zaman
zaman ülkemizde de gördüğümüz fiziksel temasa dayalı kavgaların önüne
geçebilecek bir alternatif kavga. Aslında geçiş dönemini ifade eden bir
uygarlık seviyesi. Uygarlık seviyesi derken bu sözümün ironik anlaşılmasını
isteyip istemediğimden emin değilim… Genellikle kürsünün önünde yığılan bu
insan kümesi üç tip insanı buluşturuyor. İlk saldırganlar; hem saldırıya
katılıp hem de saldırgan yandaşına engel olanlar; öfkelerini göstermek için
tutmayın beni halleriyle sonradan saldıranlar. Son tipin ciddi aidiyet
sorunları vardır.
İkinci fotoğrafta kravatını
düzeltme hareketi yapan Alpay’ı görüyorum. Hem kopuk hem zincirleme davranış.
Aslında “uyum”u talep eden bu iki çelişik davranışı nasıl açıklayabilirim?
Etolojiyle (hayvan davranışlarını inceleyen bilim dalı)? Evet… Kuşlar arasında
olur bu: kuş saldırma ve kaçma eğilimleri arasında birden kavgadan uzaklaşıp su
içmeye başlayabilir (tahmin edilir ki, korkunun yol açtığı boğaz kuruluğu bu su
içme eğilimiyle uyumludur.) Mesela iki martı karada kavgaya tutuşmak üzereyken
kanatları da uçmaya hazırdır; bu ikircikli hal bir tereddüt değil, hayvanın
istikrar vaat eden karakteridir. Alpay kravatını düzeltme hareketi yaparken gerçekte
zaten düzgün duran kravatını düzeltmiyor, bize eski tertipli haline dönmekte
olan birinin jestini gösteriyor. Ama yine de çiftanlam gizli burada: sanki
erkekliğini göstermeye kravat engel olmuştur.
Bir zamanlar sıkça gittiğim Milli
Eğitim Müdürlüğü binasının ikinci kata çıkan merdiven sahanlığında asılı duran
boy aynasında pat diye kendimi görürdüm. Her seferinde sürpriz bir etkisi
olurdu bunun. Daha ilk şaşkınlığı atlatamadan aynanın üstünde yazılı levhayı
okurdum: ‘Kıyafetini düzelt!’
Kravat düzetme hareketinin daha
hoş bir versiyonu da var: Bir kadın gelir zaten düzgün olan kravatınızı
düzeltir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder